MARDİN 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE


MARDİN 5.(BEŞİNCİ) AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

Gönderilmek Üzere

AKSARAY AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

Dosya No: 2019/579 esas

Konu: Hakkımda verilen beraat kararına, cumhuriyet başsavcılığınca yapılan istinaf başvurusuna cevaplarım hakkındadır.

AÇIKLAMALAR.

Öncelikle asıl suç, hakkımda bu davanın açılması idi. Asıl suçlu, kovuşturma izni verilmesi başta olmak üzere, bu davanın açılmasında imzası ve kararı bulunanlardır.

Bu dava mükerrer bir yargılama olduğu gibi, bu dava ile tarafıma suç olarak isnat edilen tüm hususlarda haklı olduğum, tarafıma suç olarak isnat edilen olayların her birinde, haksızlığa karşı nasıl mücadele ettiğim, hakkı, haklıyı, mazlumu, adaleti ve hukuku korumak için gösterdiğim cesaret ve fedakarlık, davanın açıldığı tarihten çok önceki tarihlerde de, hakimler ve savcılar kurulunca yakınen bilinmekte idi.

Bu dava, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Orhan Tuğrul’un mücadele ettiği fetöcüleri değil, fetö ile mücadele eden Orhan Tuğrul’u ihraç etti denilmesin diye, yapılan hatayı mazur gösterme çabası ile açılmış bir davadır. Hakimler ve savcılar kurulu, hata yapıldı denilmesin diye, ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Hata yapıldı denilmemesi için, her şeyi, her yolu mubah görmektedir. Yapılan hataya kılıf bulunmadan, hatanın düzeltilmesi söz konusu olmamakta, kılıf bulunmazsa düzeltilmemektedir. Hatta, hata yapıldı denilmesin diye, hatalı olduğu açıkça bilinen hususlar, benimsenmekte ve haklıymış gibi savunulmaktadır. Fetö ile mücadele eden ender hakim savcılardan biri olduğum çok uzun zamandır bilinmesine rağmen, göreve iade edilmememin sebebi de bu lanet düşüncedir.

Davaya konu olan olayların hepsinde, ne kadar haklı olduğum bilindiğinden ve bütün bu hususları, HSK’ya, bu davanın da öncesinde gönderdiğim dilekçe ve savunmalarımda ayrıntıları ile anlattığımdan, tekrar ifade etmeye gerek duymuyorum. Zaten cumhuriyet başsavcılığının istinaf dilekçesi, davanın yukarıda ifade ettiğim niteliğini ve benim haklılığımı teyit eden önemli bir belge olmuştur.

Maalesef ki, haklılığın, fedakarlığın, ülkeye hizmetin, hakkı ve hukuku korumanın, gözünüzde hiçbir değeri yoktur. Adalet ancak sizin menfaat ve ihtiraslarınıza uygun düştüğü oranda uygulanmaktadır. Sizin için, hak, hukuk ve adalet, ihtiras ve menfaatlerinizin gölgesinde kalan bir konudur. Hatta ayak bağıdır. Menfaat ve ihtiraslarınız söz konusu olduğunda, hak, hukuk, adalet, ülkenin ve milletin geleceği teferruat olmaktadır. Kalbi temiz olmayan insanlar böyledir. Vicdanları olmadığı için, birincil öncelikleri menfaat, itibar ve ihtiraslarıdır. Zaten sorunun kaynağı da budur.

Sırf, HSK fetöcüleri değil de, fetö ile mücadele eden Orhan Tuğrul’u ihraç etmiş demesinler diye, bana iftira atmaktan, gerçek suçluları aklamaktan ve beni suçlamaktan çekinmediniz. Sizinki fetö ile mücadele değil, nefis mücadelesidir. Menfaat, makam ve ihtiraslarınız uğruna, suçluları aklayabiliyor, ülkeye en büyük hizmeti yapmış, fedakar insanları suçlayabiliyor,  iftira atabiliyorsunuz. Hal böyleyken nasıl adalet bekleyeceğiz.

Herkes hata yapabilir, bu normaldir. Buna belli ölçüde anlayış gösterilir. Fakat hata yapıldı denmesin diye, hataları bile bile sahiplenmek, işte bu zalimliktir. Adalet bakanı her ne kadar “bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” dese de, siz, şahsınıza zerre kusur izafe edilmesin diye kıyameti koparmaya razısınız

Hakikatte suçlu sizlersiniz, bunu sizde biliyorsunuz. Tabi gücün tarafında olunca, suç işlemek sorun olmuyor ve soruşturulamıyor. Bunu bildiğiniz için, hukuku uygulayıp sıkıntıya düşmek yerine, güçlünün tarafında olup suç işlemeyi tercih ediyorsunuz.

Yüzbinlerce insanın mağduriyeti açıkça ortada iken, sorumlulukları, zulme dönüşen bu rezilliği gidermek olanların, korku ve baskıyla, herkesin açıkça gördüğü bu zulmün ifade edilmesini engellemesi, bu zulme göz kapamaları, hatta bazılarının, zulmü, kahramanlıkmış gibi, başarıymış gibi gösterme çabası, bunun için yaptıkları rol ve oynadıkları tiyatro utanç vericidir.

Bu gün bırakın HSK üyesi veya yüksek yargı mensubu olmayı, göreve yeni başlamış bir sulh hukuk hakiminin dahi yapması gereken, “Ortada böyle bir zulüm varken, yargı teşkilatının öncelikli görevi, bu zulmü gidermektir. Bu zulme rağmen, bunu görmezden gelerek, yapılan yargı faaliyeti mahkemecilik oynamaktır. Eğer insanlar zulme terkedilecekse, bu durumda bir hakime yakışan insanları zulme mahkum edenlere karşı durmaktır. Hakimlik vasfının ve maaşını hak etmenin gereği budur. Yargı millete sırtını dönemez, hata yapıldı denmesin diye insanları zulme mahkum edemez” demek ve bunu ilan etmektir. Bu milletin hakimi savcısı olmanın şartı budur.

Mazisinde yüzbinlerce insanın gözyaşı bulunan dönemin yargısı, hiçbir zaman beni yargılayacak nitelikte olmamıştır.

Fetö terör örgütünün en büyük başarılarından biri olan ve kaldırılmadığı her gün, fetö terör örgütüne hizmet ettiği ve bu örgüt mensuplarını sevindirdiği, adalet bakanlığı ve HSK tarafından da bilinen, hakkımdaki lanet ihraç kararın kaldırılarak, göreve iademe karar verilmesi gerekmektedir. 17.01.2021.

                                                                                                            Orhan TUĞRUL 

                                                                                                          Cumhuriyet savcısı


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HAK, HAKSIZLIĞA BOYUN EĞMEK ZORUNDA DEĞİLDİR.

MİDYAT CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA